Hemoroid veya diğer adlarıyla basur veya mayasıl makattaki (anüs) toplardamarların varisleşmesi ( veya balonlaşması ) sonucu oluşan, fonksiyon görmeyen toplardamar yumağıdır. Birçok sebeple oluşabilir. Başlıca nedeni kabızlık olup; genetik sebepler de önemli risk faktörlerindendir. Ikınmak, alaturka tuvalet kullanmak, soğuğa maruz kalmak, tuvalette soğuk su kullanmak, alkol ve baharat tüketimi, karın içi basınç artışı gibi birçok faktör hemoroide neden olabilmektedir. Basurlu hastaların birçoğunda uzun süren kabızlık dönemi vardır ve ailede birçok basurlu birey bulunmaktadır. Hemoroid çok sık görülen bir durumdur. Hemen hemen 50 yaşına kadar toplumunun yarısı bu hastalıktan muzdarip olmuştur.Hemoroid çok yaygın bulunmakla beraber, toplumumuzun çekingen yapısı ve muayeneden utanma duygusu sebebiyle kaçınmaları, çoğu kez hemoroidde son aşamaya (4. derece) gelinmesine ve acil müdahalelere sebep olabilmektedir
Makat bölgesinde 3 ana toplar damar ağı vardır. (Saat 06:oo, 03:oo ve 11:oo hizasında) Bunlara toplardamar yastıkcıkları denmektedir. Ikınma ve kabızlık nedeni ile bunlar genişler ve basurlar oluşur. Zamanla bunlar büyüyerek makat dışına sürüklenir ve dışkılama sırasında dışarı sarkabişlirler.( 3. derece)
HEMOROİD TİPLERİ
Hemoridlerin iç hemoroid ve dış hemoroid olmak üzere iki tipi vardır.
1- Dış hemoroidler: Anüsün dışında bulunur. Genellikle kaşıntı , ağrı ve kanama şikayetleri yaparlar. İçinde pıhtı oluşursa tromboze hemoroid adını alır ve şidedetli ağrı ve kanama yaparlar. Bu tip hastalar ağrı nedeniyle oturamazlar ve tuvalete gidemezler. Sıklıkla acil müdahale gereken hasta grubu bunlardır.
2- İç hemoroidler: Anüsün içinde yer alırlar ve dışarıdan görülmezler. Erken aşamada ancak rektoskopik veya kolonoskopik incelemeler esnasında görülürler. Büyüklüklerine göre 4 derece ye ayrılırlar, ıkınmayla makattan dışarı çıkan ve tekrar girenler 3. derecedir. 4. derece en ileri aşama olup; makattan dışarı çıktıktan sonra artık içeri girmezler.
Doğuştan gelen nedenler (damar duvarlarının doğuştan zayıf olması gibi) basura yol açabileceği gibi, kötü yaşam tarzı ve beslenme bozukluklarıda hemoroidlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Dışkılamayı kolaylaştırıcı bitkisel çaylar iyi gelebilir. Ancak Sinameki tavsiye edilmez.
Hemoroidler çoğu kez rektum kanseri, anal fissür (çatlak), perianal abse ve fistül denilen hastalıklarla karıştırılmaktadır. Bu nedenle kanama, makatta ağrı, yalancı dışkılama hissi gibi şikayetleri olanlar mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurmalı ve olayı geciktirmemelidir.
TEDAVİ
Hemoroid tedavisinde birçok ilaç kullanılmakta olup; bu tür ilaçların tedavide etkili olduklarını gösteren kesin bir veri yoktur. Zaman kazanmak ve geçici rahatlık sağlamaları dışında başka bir etkileri yoktur. Aynı şekilde aktarlardan alınan bitkilerinde tedavide yeri yoktur. Hatta bitkisel tedaviler tercih eden birçok hasta, çok daha kötü tablolarla karşımıza çıkabilmektedir.
Hemoroid tedavisi: bolonlaşmış olan toplardamarların çıkarılması veya yok edilmesi esasına dayanır. Yakın zamana kadar birçok hasta da operasyonla damarlar çıkarılmakta idi. Bu durum hastalar için oldukça zor bir süreç oluşturuyordu. Birçok hasta ameliyattan kaçınmak için doktora gitmemeyi tercih ediyordu. Günümüzde yeni operasyon teknikleri uygulanmasına rağmen hastalar hala anestezi ve ameliyat sonrası süreçten dolayı doktordan kaçmaya devam etmektedirler.
Son yıllarda skleroterapi (damarın sıvı bir madde ile dondurulması), yakma tedavisi ( infra red- yanlış olarak lazer tedavisi diye bilinmektedir.) ve bant ligasyonu gibi yöntemlerle hemoroidlerin tedavisinde alınan mesafeler ameliyat tedavilerini ikinci plana atmıştır. Ameliyatlar artık son çare olarak gündeme gelmeye başlamıştır.
GASTROMERKEZ (GASTROKLİNİK) DE HEMOROİD TEDAVİSİ
Yani kendi kliniğimizde de yıllardan beri ameliyatsız olarak, tıpta son teknolojiler kullanılarak, hemoroidlere tedeviler uygulanmaktadır. Yıllar içinde sahip olduğumuz tecrübe birikimlerimizle hemoroid tedavisinde ki başarı oranlarımız ameliyatlarla eşit seviyelerdedir. Kliniğimizde hemoroid derecesine göre tedavi seçeneklerinden birisi veya birkaçı aynı anda uygulanmaktadır. İşlem yaklaşık 5 dakika sürmekte ve işlem sonrası hasta günlük yaşantısına aynen devam edebilmektedir. Herhangi bir pansuman gerekmemektedir. Bazı hastalara 1 ay sonra ikinci seans uygulanmaktadır.