Helicobakter pylori (Hp) ilk kez 1983 yılında 2 bilim adamı tarafından Avustralya’da bulunmuştur. İlk kez mide de gösterildiği zaman, dünya bilim insanları tarafından fazla önemsenmemiştir. Çünkü o zamana kadar midenin asit ortamında mikrop yaşayamayacağına dair yüzyıllara dayanan yanlış bir inanış mevcuttu. Bu sebeple başta stres olmak üzere, beslenme alışkanlıkları ve genetik faktörlerin mide ülseri, gastrit ve kansere sebep olduğu zannediliyordu. Helikobakter pylori’nin duedonum ülserinin, hemen hemen tamamının, mide ülserinin büyük kısmının sebebi olduğunun anlaşılması gastroenteroloji’de çığır açmıştır. İlerleyen yıllarda bu bakterinin mide lenfoması, mide kanseri ve mide ülseri ile olan ilişkisi net bir şekilde gösterilmiş.
Dünya Sağlık Örgütü, Uluslar Arası Kanser Araştırma Ajansı Helikobakter pilori’nin (Hp) 1994 yılında, mide karsinogenezisi ile bağlantı içinde olduğu ve insanlarda mide kanserinin en önemli sebeplerinden biri olduğunu açıklamıştır. Bilimsel çalışmalar ile düşük doz kimyasal karsinojen maruziyetinden bağımsız olarak, Hp enfeksiyonunun mide kanserini uyarabileceğini göstermiştir. Japonya’da yapılan gözlemsel çalışmalarda Hp enfeksiyonunun mide kanseri riskini arttırdığını göstermiştir. Yapılan çalışmalarda Hp eradike edilen insanlarda mide kanserinin anlamlı gerileme gösterdiği tespit edilmiştir.
Helicobakter pylori’nin mide hastalıklarındaki önemli rolünün kanıtlanması ve tedavisinde devrim niteliğinde gelişmeler yaşanması bu bakteriyi ilk kez 1983 yılında gösteren Avustralyalı bilim adamlarına 2005 yılında NOBEL ÖDÜLÜ’nün verilmesine neden olmuştur. Bu ödül gastroenteroloji alanında verilen ilk Nobel olması nedeniyle çok önemlidir.
HP GÖRÜLME SIKLIĞI
Görülme sıklığı, toplumların sosyo ekonomik ve kültürel gelişmişlik derecesiyle çok ilişkilidir. Gelişmiş ülkelerde %20 – %30 sıklıkla görülürken, geri kalmış ülkelerde %90 – 100 sıklıklara ulaşmaktadır. Ülkemizin batısında %30-50 oranında görülürken, doğuda %80 – 90 ‘lara çıkmaktadır.
HP NASIL TESPİT EDİLİR
Kan ya da tükürükte yapılan tespitlerin önemi yoktur. Teşhis endoskopi ile mideden alınan parçayla yapılan testte, veya Üre – Nefes testi ve gaıta testi ile olmaktadır.
NASIL BULAŞIR
Nasıl bulaştığı kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle ağız yoluyla ve çocukluk döneminde olduğu kesindir. Bulaşmada su ve gıda hijyeni çok önemlidir.
NE ZAMAN TEDAVİ EDİLMELİDİR
İdeal olan bu bakteriyi taşıyan herkesi tedavi etmektir. Ancak ülkelerin gelir durumu dikkate alınarak ve hastalar ayrı ayrı değerlendirilerek tedaviye gitmek tüm dünyada başvurulan yöntemdir. Doğrusu tedaviye hastanın gastroenteloğu ile karar verilmesidir.
ENDOSKOPİ ZOR MUDUR?
Kliniğimizde endoskopi hasta hafif uyutularak yapılmakta olup; hasta işlemin yapıldığını hissetmemektedir. İşlem süresi 2-3 dk arasında değişmektedir.
TEDAVİ SONRASI TEKRARLAR MI?
Etkili bir tedavi ile %80 olasılıkla tedavi edilen hastaların tekrar bu bakteri ile hastalanma olasılıkları yok kabul edilmektedir. Ancak son yıllarda bu bakteri için kullanılan antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi tedavide karşılaşılan en önemli zorluklardandır.